III
TÜRKİYE'DE 1933 REFORMU VE SONRASI

ALTIN ÇAĞ 1933-1946

Bu dönemde İstanbul Üniversitesi'nin yönetimi rektördeydi. Rektör, Milli Eğitim Bakanının önerisi üzerine Cumhurbaşkanı tarafından, dekanlar da rektörün önerisi üzerine Milli Eğitim Bakanınca atanıyordu.

Rektör üniversiteyi temsil etmek, üniversite teşkilâtını düzenlemek, akademik çalışmaları yürütmek ve denetlemek, üniversitenin bütün kurumlarla muhaberelerini yapmak, malî konularda ita amiri olmak gibi yetkilerle donatılmıştı. Bu kanuna göre rektör, fakülte kurullarını ayrı ayrı veya bir arada toplantıya davet edebildiği gibi, bunlara başkanlık da edebilmekte idi. Profesörlük kadrosuna atama da, fakülte kurulu tarafından gösterilen 2-3 aday arasından Milli Eğitim Bakanınca yapılmaktaydı.

Atatürk'ün gerçekleştirdiği devrimlerin önemli bir parçasını oluşturan reformun amacı, üniversitelerdeki eğitim, öğretim ve araştırma çalışmalarının çağdaş Batı ülkelerindeki düzeye çıkarılması ve bu ülkelerde uygulanan üniversite yönetim düzeninin Türkiye'ye getirilmesiydi. Reform, "Üniversitelerin, toplumun seçtiği organlar tarafından denetlenmesi" ilkesine dayanıyordu.

Nitekim 1933'ten 1946'ya kadar geçen dönemde, araştırmalar hızla artmış, yükseköğretimin düzeyi yükselmiş, büyük başarılar sağlanmış ve üniversite altın çağını yaşamıştır. Bu arada Almanların önerisi ile Ankara'da, içinde fakülteler bulunan ve üniversite niteliğinde Yüksek Ziraat Enstitüsü kurulmuştur.
 

  
III. Bölüme dönüş.
 
"İçindekiler" sayfasına dönüş.