2547
sayılı Yükseköğretim Kanunu (6 Kasım 1981) ve Yükseköğretim Kurumları
Teşkilâtı Hakkında 41 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (20 Temmuz 1982)
yürürlüğe girdikten sonra Türk eğitim sistemi içindeki üniversite-akademi ikiliği
ortadan kaldırılmış, değişik bakanlıklara bağlı yüksekokullar, konservatuvarlar
üniversitelerin çatısı altında toplanmış, yükseköğretim kurumları arasındaki
planlama, koordinasyon, eğitim programlarında asgari müştereklik sağlanmış,
yükseköğretim kurumları arasındaki sürtüşme ve benzeri sorunlara son verilmiştir.
Daha önce uygulanmakta olan ve kamuoyunda "mektupla öğretim" olarak bilinen
yaygın eğitim uygulamasına, 1982-1983 eğitim-öğretim yılından itibaren son
verilerek, onun yerine Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi faaliyete
geçirilmiştir.
1981 yılında mevcudu 19 olan devlet üniversitesi sayısı, 1991'de 29'a ve 2000 yılı
itibariyle de 53'e çıkmıştır. Ayrıca, 1984 yılında vakıflarca kurulmaya başlanan
kamu tüzel kişiliğini haiz vakıf üniversiteleri sayısı da 2000 yılında 21'e
ulaşmıştır.
Üniversitelere ve akademilere alınan öğrenci sayısının 1975 yılında 49 bin iken
1982'de 42 bine düştüğüne daha önce işaret edilmişti. 1981-1982 döneminden
itibaren her yıl üniversitelere daha fazla sayıda öğrenci alınmasına başlanmış,
bu sayı 1993 yılında 414 bine, 1999'da da 448 bine yükselmiştir.
Üniversitelerde okuyan öğrenci sayısı da, 1981'de 232 bin iken, bu sayı iki buçuk
kat artarak 1993'te 553 bine, 2000 yılında da 1 milyona çıkmıştır (Ek 8). Açıköğretimde, 1993 yılında 347 bin, 2000 yılında da
488 bin olan öğrenci sayısı, bunların dışındadır (Ek 9).
Bu suretle, yükseköğretim çağındaki gençlerimizin 1981'de yüzde 5.9 olan
okullaşma oranı, 1993'te ikiye katlanarak yüzde 11.8 (Açıköğretim dahil
edildiğinde yüzde 18.7), 1999 yılında da yüzde 17.4'e (Açıköğretim ile birlikte
yüzde 27'ye) yükselmiştir.
Buna paralel olarak öğretim elemanları sayısında da artış olmuştur. 1979'da 20.244
olan öğretim elemanı sayısı 2000'de 65.204'e çıkmıştır (Ek
10). Bunlardan, öğretim üyelerinin (profesör, doçent ve yardımcı doçent)
sayısı 1979'da 4.047'den 2000'de 22.669'a (Ek 11), öğretim
görevlilerinin sayısı ise 16.197'den 42.535'e çıkmıştır (Ek
12).
Üniversitelerdeki Türk bilim adamlarının uluslararası nitelikteki yayın sayısının
1981'de 300 dolayında ve uluslararası sıralamadaki yerimizin de 42 olduğuna işaret
edilmişti. Uluslararası nitelikteki yayın sayımız 1993'te beşe katlanarak 1500'leri
bulmuş, 1999 yılında da 5000'lere ulaşmıştır (Ek 13).
Türkiye, bu süreç içinde uluslararası atıf endekslerine göre ülkelerin dünya
sıralamasında 42. sıradan 25. sıraya yükselmiştir (Ek 14).
|