IV
1750 SAYILI ÜNİVERSİTELER KANUNU
VE BİRİNCİ YÖK

7 Temmuz 1973 tarihinde yürürlüğe giren 1750 sayılı Üniversiteler Kanunu'nun 4. maddesi ile "Yüksek Öğretim* Kurulu: Yüksek öğretimin bütünlüğü anlayışı içinde çağdaş bilim ve teknolojinin gereklerine ve Devlet Kalkınma Plânının temel ilke ve politikalarına uygun olarak yüksek öğretim alanına yön vermek amacı ile, gerekli inceleme, araştırma ve değerlendirmeleri yapmak, yüksek öğretim kurumları arasında koordinasyonu sağlamak, uygulamaları izleyerek yetkili makam ve mercilere önerilerde bulunmakla görevli bir kuruldur" hükmü getirilmiş, bu suretle üniversitelerin, planlama, koordinasyon ve denetimini sağlamak üzere ilk Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) kurulmuştur.

Ancak, bir üniversitenin başvurusu üzerine, bu kanunun YÖK ile ilgili bu maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin kararı ile kaldırıldı. Yüksek Mahkeme iptal kararında, bu kuruldaki Hükümet kanadından gelen üye sayısının, üniversitelerden gelenlerden fazla olmasını, Anayasa'da teminat altına alınan üniversite özerkliğine aykırı buldu.

Esasen 1750 sayılı kanun ile Hacettepe Üniversitesi'nin özgün statüsü fiilen kaldırılmıştı. Bundan kısa bir süre sonra da ODTÜ Mütevelli Heyeti'nin yetkilerinin önemli bir kısmı Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilince, bu üniversitenin kendisine özgü yönetim sistemi de fiilen sona ermiş oldu.
  

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ'NDEN AYRILIYORUM

892 sayılı Kanunla 1967 yılında kurulan Hacettepe Üniversitesi'nin özgün kanunu rektöre etkin bir yürütme ve denetim yetkisi tanıyordu. Üniversitenin ita amiri olan rektör, bu yetkisini gerekli gördüğü ölçüde dekanlara, okul ve enstitü müdürlerine veya genel sekretere devredebiliyordu.

Kanun ayrıca üniversitenin harcamalarında da malî kolaylıklar sağlamış, malî hükümlerin üniversite senatosunca hazırlanacak bir yönetmelikle belirlenmesi esasını benimsemiştir.

Hacettepe Üniversitesi Kanunu'nun getirdiği en önemli ilkelerden biri de hiç şüphesiz öğretim elemanlarının tam gün çalışma düzeninde olmalarıydı.

Ancak 1750 sayılı kanun ile bütün bu özgün statü ortadan kaldırıldı ve Hacettepe Üniversitesi de diğer üniversitelerle birlikte bu kanuna tâbi bir üniversite oldu. 1750 sayılı kanunun getirdiği yeni ve olumlu bir hüküm yükseköğretime yön vermek amacıyla gerekli inceleme, araştırma ve değerlendirmeleri yapmak ve yüksek öğretim kurumları arasında koordinasyonu sağlamak üzere bir üst kuruluş olarak Yüksek Öğretim Kurulunun kurulması idi. Ne var ki Anayasa Mahkemesi'nin 25 Şubat 1975 tarihli kararı ile bu kurum da kaldırıldı.

Yeni mevzuata göre 3'er yıllık 2 dönem olmak üzere toplam 6 yıl daha rektör olma imkânım olduğu halde, kurulmasında büyük emeğimin geçtiği Hacettepe Üniversitesi özgün statüsünü yitirdiği için, bu üniversiteden ayrılarak mesleğim olan çocuk hekimliğine devam etmek üzere Paris V. Üniversitesi'nde öğretim üyeliğini kabul ettim. Aynı zamanda üstlenmiş olduğum, merkezi Paris'te bulunan Uluslararası Pediatri Kurumu Genel Direktörlüğünü de sürdürdüm.
 

  
* 1750 sayılı kanunda Yüksek Öğretim iki ayrı kelime olarak yazılmıştır.

  
"İçindekiler" sayfasına dönüş.